Çukurova Uluslararası Havalimanı, uçakların yakıt ikmal sürelerini önemli ölçüde azaltan yakıt hidrant sistemini devreye aldı. 21 Mart 2025 itibarıyla apron bölgesinde yer alan hidrant pit noktalarından dispenser araçları ile kontrollü yakıt ikmali yapılmaya başlandı.

THY OPET Havacılık Yakıtları A.Ş. Çukurova Tesis Müdürlüğü tarafından yürütülen imalat ve test süreçleri tamamlandıktan sonra, gerekli lisans ve yasal izinler alınarak sistem aktif hale getirildi. Yakıt hidrant sistemi sayesinde, uçaklara yapılan yakıt ikmal süreleri minimuma inerken, kullanılan dispenser araçları ile operasyonlarda yaklaşık yüzde 50 zaman tasarrufu sağlanıyor.

Güvenli ve Verimli Yakıt İkmal Süreci

Havalimanında devreye alınan yer altı yakıt hidrant sistemi kapsamında, 6,5 kilometrelik boru hattı ile yakıt güvenli bir şekilde uçaklara ulaştırılıyor. Mersin Opet yakıt terminalinden kara yoluyla havalimanındaki yakıt çiftliği depolarına taşınan JET A-1 yakıtı, yer altı borulama sistemi aracılığıyla apron bölgesine yönlendirilerek uçaklara ikmal ediliyor. 90 adet hidrant yakıt ikmal piti ile 48 uçak park pozisyonuna yakıt sağlanabiliyor.

Havalimanında yakıt ikmali için 4 adet hidrant dispenser aracı ve 2 adet yakıt ikmal tankeri bulunuyor. Bu sayede aynı anda 6 uçağa yakıt ikmali yapılabiliyor. Sistemde, Jet A-1 yakıtının giriş ve çıkışlarıyla birlikte, uçak yakıt ikmal süreçleri kapalı tip filtre ekipmanları ile anlık olarak kalite kontrolünden geçiriliyor.

Çevre Dostu ve Modern Teknolojiye Uygun Sistem

Yeni sistemle birlikte, apron bölgesinde tanker yakıt taşımacılığı sona erdirilerek havalimanında operasyonel güvenlik artırıldı. Yakıt, yolcu ve çevre güvenliği açısından avantaj sağlayan sistem, dünyanın önde gelen havalimanlarında kullanılan modern yakıt hidrant borulama hattı ile entegre edildi.

Ayrıca, otomasyon izleme ve müdahale sistemi sayesinde yakıt ikmal süreçleri anlık olarak takip edilerek güvenlik önlemleri en üst seviyede tutuluyor. Teknolojik altyapısıyla dikkat çeken sistem, havalimanının operasyonel verimliliğini artırırken, sürdürülebilir havacılık yönetimi açısından da önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.