Türkiye, Ay Programı kapsamında uzaya yönelik bilimsel adımlarını atarken, aynı zamanda yüksek teknolojili ürünlerle uzay ekonomisinden daha fazla pay almayı amaçlıyor. Ay’a olan ilgi giderek artarken, 2040’a kadar Ay ile Dünya arasındaki ekonomik bölgenin kümülatif 150 milyar dolarlık hacme ulaşması bekleniyor. Bu süreçte, Ay'da kalıcı varlık gösteren aktörlerin artması ve sürdürülebilir ortaklıkların oluşturulması planlanıyor.

Türkiye, Milli Uzay Programı çerçevesinde 2028 yılına kadar Ay’a ilk görevini gerçekleştirmeyi hedefliyor. Ay’a ulaşma konusunda kendi tasarımı ve mühendisliğiyle geliştirdiği uzay aracıyla bu hedefi gerçekleştirmeyi amaçlayan Türkiye, Ay’daki suyun kökenini araştırmak, yerel manyetosferleri incelemek ve sıcaklık dağılımını analiz etmek gibi bilimsel hedeflere de odaklanıyor.

Türkiye, Ay’a ulaşmak için gerekli altyapıların kurulmasına katkı sağlayarak, "Ay'a ulaştırma", "Ay’a özel veri" ve "Ay kaynakları" gibi temel unsurlar üzerinden Ay ekonomisinden pay almayı hedefliyor. Uzay dışındaki sanayi alanlarının da, özellikle otomotiv, inşaat, robotik, haberleşme ve sağlık gibi sektörlerin katkısıyla Ay ekonomisinin oluşmasına destek verilmesi bekleniyor.

Ay ekonomisi, 2040 yılına kadar önemli bir büyüme göstererek, ulaşım, veri üretimi ve kaynak çıkarma alanlarında toplamda 150 milyar dolarlık bir pazar hacmine ulaşması öngörülüyor. Bu hedeflere ulaşılabilmesi için Türkiye, her alanda katma değer üretecek ve ulusal savunma ve sanayi kapasitesini artıracak projelere imza atmayı planlıyor.