Karadeniz’in incisi olarak bilinen Sinop, doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve huzurlu atmosferiyle son yıllarda turizmde adından söz ettirmeye başlasa da hâlâ keşfedilmeyi bekleyen birçok noktasıyla dikkat çekiyor.
Hamsilos Koyu, Türkiye'nin tek fiyordu olarak tanınırken, yemyeşil doğası ve denizin gökyüzüyle buluştuğu manzarasıyla doğaseverler için adeta bir kaçış noktası sunuyor. Koyun hemen yanında yer alan Akliman, uzun sahil şeridi ve yürüyüş parkurlarıyla hem günübirlikçilerin hem kampçıların gözdesi.
Sinop’un tarih kokan köşelerinden biri olan Boyabat Kalesi, bölgenin kültürel zenginliğini yansıtıyor. Kaleye çıkan ziyaretçiler hem tarihi keşfederken hem de ovanın büyüleyici manzarasını seyretme fırsatı buluyor.
Turizmde daha az bilinen ama doğa meraklılarının keşfetmesi gereken bir başka yer ise Erfelek Tatlıca Şelaleleri. Onlarca küçük şelalenin birbirini takip ettiği bu doğa harikası, trekking ve fotoğraf tutkunları için eşsiz bir rota.
İnaltı Mağarası ise Sinop’un yer altı zenginliklerini gözler önüne seriyor. 700 metrelik büyüleyici galeri yapısıyla dikkat çeken mağara, ziyaretçilerine adeta başka bir dünyadaymış hissi veriyor.
Ayrıca Gerze, Türkeli ve Ayancık gibi ilçeler, sahil kasabası havası, doğal koyları ve samimi insanlarıyla alternatif bir Karadeniz turizmi arayanlar için büyük potansiyel taşıyor.
Sinop’un batı ucunda yer alan İnceburun Feneri, Türkiye'nin en kuzey noktası olarak dikkat çekiyor. Uçsuz bucaksız Karadeniz’e bakan bu tarihi deniz feneri, gün batımında sunduğu manzarayla adeta büyülüyor. Doğanın sessizliğiyle baş başa kalmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası olan İnceburun, ziyaretçilerine coğrafi anlamda ülkenin zirvesinde olma hissini yaşatıyor.
Henüz yoğun turizm akımının etkisi altında olmayan Sinop, doğayla iç içe, sakin ve otantik bir tatil arayanlar için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine olarak öne çıkıyor. Bölgeye yapılacak yatırımlar ve tanıtım çalışmalarıyla Sinop’un, Türkiye’nin yeni gözde turizm rotalarından biri haline gelmesi bekleniyor.