“AB ile ilişkilerimizde gözle görülür değişiklikler olmasından memnuniyet duyuyorum” diyen Paşinyan, vize rejiminin serbestleştirilmesine ilişkin müzakerelerin başladığını vurgularken, Ermenistan’ın, AB'nin Ukrayna'ya askeri yardımlar için kullandığı bütçe dışı mali fonu olarak bilinen Avrupa Barış Fonu ile desteklenmesine karar verildiğini de kaydetti.
Ermenistan'ın Avrupa Birliği ile gündemini genişlettiğini savunan Paşinyan, özellikle geçen yıl Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmadan sonra, ülkesinde AB'ye katılma olasılığına ilişkin tartışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Paşinyan, “Bu basit bir konu değil, ancak Ermenistan'ın siyasi gündeminin bir parçası haline geldi, bu nedenle bu konuya ayrıntılı ve kapsamlı bir şekilde yaklaşmak gerekiyor. Burada AB'li ortaklarımızın gözlem ve tavsiyelerini dinlemek önemli olacaktır” diye kaydetti.
Karabağ sonrası süreçte başta Rusya ve diğer komşularının bölgesel barış çağrılarına yanıt vermeyerek yüzünü Batı’ya çeviren Ermenistan, ABD’nin davetiyle Washington'daki NATO zirvesine katılmış, haziran ayında da Ermenistan Genelkurmay Başkan Yardımcısı Artur Yegoyan’ın NATO Askeri Komitesinin toplantısına katıldığını bildirilmişti.
Bakü’nün ‘barışı Batı ülkelerinde arama’ çağrıları ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bölgede yıkıcı politika yürüten ‘Fransa'nın ateşe benzin dökme peşinde olduğu’ uyarılarına rağmen Paris’le askeri işbirliğini sürdürmekte kararlı olduğunu gösteren Erivan yönetimi, Fransa'dan Caesar topçu sistemleri satın aldığını duyurmuştu.
Rusya: AB yıkıcı etkisini bölgeye yaymak için Ermenistan ordusuna yardım ediyor
Erivan’ın Brüksel ile yakınlaşmasını değerlendiren Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Avrupa Birliğinin (AB) Ermenistan ordusuna 10 milyon euro askeri yardım kararının arkasında AB'nin yıkıcı etkisini Güney Kafkasya bölgesine doğru genişletme yönündeki jeopolitik hesabı olduğunu söylemişti.
AB’nin barışçıl temelini kaybettiğini ve kullanabileceği barışçıl bir potansiyele sahip olmadığını dile getiren Zaharova, "Bir zamanlar AB’nin en azından sözde barışçıl, istikrarlı bir durum için çabaladığı, barışçıl hedefler adına bir şeyleri güçlendirmeye çalıştığı zamanlar vardı. Artık neler olduğunu, hangi kararların alındığını, hangi belgelerin imzalandığını görüyorsunuz. AB askerileşmeye, çatışmaya doğru bir yol izlemiştir ve kendi vatandaşlarının değil, ABD ve NATO'nun çıkarlarına hizmet etmektedir" ifadelerini kullanmıştı.